özdenetim

Oğuzhan Arı
2 min readJul 7, 2024

--

insanlar, genel olarak dürtü ve hisleriyle hareket eden varlıklardır. genlerimize işlenmiş hayvan akrabalarımızdan kalma bencillik, kendini düşünme ve kendini her şeye layık görme de aslında buradan gelmektedir.

insanlar evrildikten, günümüzdeki halimize geldikten sonra bazı toplumsal kurallar koyduk. bazı, etik şeyler belirledik. örneğin, çok eşliliğin etik olmaması. doğada var mı? var. insanın doğasında var mı? var. bunu inkar etmek ve buna “yok” demek, problemi reddetmektir. problemi reddetmek, çözümsüzlüğün ilk adımıdır.

bir problemi çözmenin ilk adımı, o problemin varlığını kabul etmektir.

insan denetimi kendisine bırakılamayacak kadar bencil bir varlıktır. insanı, kendi içinde ve kendi dışında birden fazla mekanizma denetlemeli, davranışlarının sonucunun maddi ve manevi yaptırımlara tabii tutmak, onu denetlemek gerekir.

bunun için geliştirilen yaptırımlardan en ilkeli dindir. “kimse yokken seni gören, davranışlarını not eden ve buna göre sana ceza ya da ödül verecek biri var” fikri insanların “günah” işlemesine yani kendi çıkarları doğrultusunda başkalarını mağdur edeceği davranışlardan kaçınmasını sağlamaya çalışmıştır. tecavüz, cinayet, hırsızlık, dolandırıcılık gibi hareketler temelde yapan kişinin kendi çıkarını başka birinin yaşayacağı üzüntü/sıkıntıyı hiçe sayarak yaptığı hareketler olarak değerlendirebiliriz.

peki hiçbir şeyi kendine değer olarak görmeyen bir insan, yani günümüz yaklaşımıyla “inançsız” ve “töreye karşı gelen” insanlar, bu denetimlerden muaf oldukları için nasıl bir hayat yaşıyorlar? ya da hayatlarını nasıl yaşıyorlar? burada devreye, son kale devreye giriyor. son direniş, son umut. vicdan. insanın yaptığı hareketlerin cezasını verecek olan özdenetim mekanizması.

insanın hareketlerin temelinde kendini mutlu etmek vardır. ne yaparsanız yapın, ne söylerseniz söyleyin, nasıl bir örnek gösterirseniz gösterin her şeyin temelinde insanın kendi mutluluğu yatmaktadır. yaşlı annesine 30 senedir bakan, giyiminden beslenmesine her şeyi yapan insan, onları yapmasa yaşayacağı vicdan azabından kaçmaktadır. kendinin değil de kız arkadaşının/eşinin mutluluğuna öncelik veren insan aslında; onu mutlu etmenin verdiği mutluluğun, kendi kendini mutlu ederek alacağı mutluluktan daha çok olduğunu bilir. her şeyin temelinde, kişinin kendi vicdanından kaçış ve kendi mutluğunu ön plana koymasıdır.

bir kişinin, sokaktaki kediye yemek vermesi de sokaktaki kediye tekme atan insanın temel olarak motivasyonu aynı. birisi kendisinden güçsüz ve aciz olana yardımcı olarak vicdanını rahatlatırken, bir diğeri kendisinden güçsüz ve aciz olanı ezerek egosunu tatmin etmektedir. insanların hangisini seçeceğini, bugüne kadar yaşadıkları da şekillendirirken en büyük pay insanın özdenetiminden gelmektedir.

insan, ne yaparsa yapsın kendi çıkarlarını gözeten bir varlıktır. iyi insanla kötü insan arasındaki fark, bu çıkarı gözetirken başkasına ne kadar zarar verdiğidir.

--

--